Geçtiğimiz haftalarda Bursa' daydık. Hem haftasonunu değerlendirdik, hem biraz İstanbul' un bunaltan kalabalığından küçük bir kaçış hem de ziyaretler. Bu sefer daha önce defalarca Bursaya gittiğim, hatta önünden çoklarca kez geçtiğim halde nedense uğramadığım dağ yolundaki ulu çınar' a gittik. Ulu çınar o kadar heybetli ki... 600 yaşındaki çınar artık dallarını taşımakta zorluk çektiğinden metal direklerden destekler yapılmış. Neyseki kesilmemiş dedirten bir levha gözüme takıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi "Doğal Anıttır Kesilemez" uyarı levhasını çınarın ortasına çiviyle çakmış. Kendi kendime bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demeden geçemedim, neyseki kesmeye kalkmamış belediye. Çınarın çevresinde demlikle çayınızı yudumlayıp, isterseniz ızgaranızı yapıp yemeğinizi yiyebilirsiniz veya oradaki köylü halkın kurduğu tezgahlarda sattıkları kendi bahçelerinden topladıkları meyvelerden yada kendi elleriyle yaptıkları el işlerinden de alabilirsiniz. Bu arada otoparkta ücretsiz... Biz çayımızı yudumlarken yağmur bastırsada, yağmuru biz çok sonra farkettik çünkü çınarın dalları ve yaprakları yağmuru aşağıya çok sonra bıraktı. Daha sonra yukarıya dağ yolundan devam ettik ve sisler altındaki Bursa' nın şehir manzarasını izledik. Kısa süren bir gezi olsada Bursa yolculuğumuz çok güzeldi. Dönüş yolunda Orhangazi ilçesinde duvalı tatlı yedik. Sadece orada yapılıyormuş. tadı çok güzel ve farklıydı. O güzergahtan geçen herkese uğrayıp tadına bakmalarını tavsiye ederim.
Yorumlar